Merhaba bu yazımda "gökyüzü sadece uçmaktan korkanların sınırıdır sözünden yola çıkarak bilgilendirici metin yazınız" konusunda bir metin yazacağım.
Bu sözde sınır olarak gökyüzü belirtilmiş. Yani gökyüzünden sonraki katmanın uzay olduğu mesajı veriliyor. Ve sınır dediği için de sadece korkanlar için uzay çok korkunç bir yer. Böyle kişiler gökyüzüyle yeltenirler. Uzay onlar için korkunç bir boşluk gibidir. Oysaki, uzaya çıkmış birçok astronot için uzaya çıkmak, çok heyecan verici ve açıklanamaz bir duygudur. Belki de, havaya baktığımızda gördüğümüz bulutların, o masmavi gökyüzünün üstüne de çıkmalıyız. Ve düşünmeliyiz. Acaba daha da yukarıda ne var? Mavilik bana yeter demeyi bırakıp, biraz da siyah tarafı keşfetmeliyiz. Uzay o kadar büyük ki, koskoca Dünya'yı düşünün. Dünya, uzayı göze aldığımız zaman, bir bakteriden belki de milyonlarca kat küçük olabilir. Gezegenimiz Güneş Sistemi'nde yer almaktadır. Galaksimiz ise Samanyolu Galaksisi. Galaksimizde bile milyonlarca gezegen, milyonlarca yıldır var. Belki de milyarlarca. Şimdiden aklınız almıyor değil mi? Sıkı durun. Uzayda bizim galaksimiz gibi milyarlarca, trilyonlarca hatta katrilyonlarca galaksi var. Ve her birinin içinde belki de trilyonlarca yıldız ve gezegen var. Yabancı ülkeler ise Mars gezegenine robot gönderebildiği için seviniyor. Oysa ki daha Güneş Sistemi'nden çıkamamışken. Daha basit düşünecek olursak, günlük hayattaki sık yaptığımız eylemlerde bile uzaydan yardım alırız. Bunu çoğumuz biliyoruzdur. İzlediğimiz televizyon, konuştuğumuz telefon, bağlandığımız internet ve benzeri şeylerin uyduları uzaydadır. Yani uzaydaki uydular sayesinde iletişim sağlıyoruz.
Kısacası, gökyüzünden çıkıp, uzayın varlığını tanımalı, uzayla ilgili araştırmalar yapmalıyız. Gökyüzünü kafasını kaldıran herkes görüyor. Biz uçmaktan korkanlar olmayalım, Dünya'dan uzaklaşıp, uzayın derinliklerini keşfedelim. Araştırma yapalım. İyi dersler...
Yorumlar
Yorum Gönder